18 Nisan 2009 Cumartesi

HER YERDE SANATIN İZİ ÇOK GÜÇLÜ BİÇİMDE...

Bu binalardan yüzlerce var. Renk, renk... Sovyetler zamanında yapılmış toplu konutlar. Aşağıdaki heykelcikler ve anıtlardan da yüzlerce var...

Yüzlerce yılda onlarca kez işgale uğramış böylesine eski topraklarda pek çok döneme ilişkin derin izler kalmış… Tarih kokan bu ülkede sanatın da izini her yerde ama her metrekarede görmeniz, bu değerli coğrafyayı kalıcı ve sahici kılmış… Daha Sarp kapısından içeri (yürüyerek) girdiğimizde, herkesin pasaport kontrolünden geçip gelmesini beklerken küçük meydanı çevreleyen dükkânların arka duvarlarında 2. Dünya Savaşı’na katılan askerleri anmak için yapılan rölyef üzerinde; yaşananların halk üzerindeki etkileri vurgulanmış… Gene bir diğer yanda ise Sarpi köyünden savaşa gidip ölen askerler, fotoğraflarıyla birlikte gösteriliyor…
Artık yoldayız ve fotoğrafçılar için büyük mutluluk. Bir düğün alayı var önümüzde… Kiralık bir Limuzin’den inen gelinle damat ve birkaç arabadan dökülen şık kadınlar ve adamlar… Hemen sağ yamaçtan coşkunca akan orta boy bir şelalenin döküldüğü noktada da bir heykel… Gürcüstan Hıristiyanlığının kurucu iki önemli kişisinden Aziz George burada ve halk arasındaki ritüel yerine getiriliyor… Ziyaret, fotoğraflar ve hızla başka bir noktaya hareket. Hemen iniyor, biz de fotoğraflama işlemine girişiyoruz. Olur olmaz her pozisyona objektif uzatan spor muhabiri gibiyiz. Topluca koşuşturuyoruz. Konvoy önde biz arkalarında Batum’a doğru gidiyoruz…
Kente girebilmiş değiliz. Gonio Kalesi’nde mola verdik. Bizim düğüncü kafile de orada. Kral Kolho’nun erkek çocuğunun burada yaşamış olması nedeniyle yapılan bir kale. M.Ö. 7-8. yüzyıllara tarihleniyor. Gonio Apsoros Kalesi’nden çıkıp 6 gün boyunca geceli gündüzlü hep yağacak olan ilk yağmur taneleri eşliğinde başkente doğru yola çıkıyoruz…

Hiç yorum yok: