4 Şubat 2009 Çarşamba

TMMOB AÇIKLADI: KENT RAPORLARI FELAKET... SON BEŞ YILIN MUHASEBESİ


Bu çalışma TMMOB’ye bağlı Odaların öncülüğünde yürütülmesi öngörülen ve “kent raporları” olarak isimlendirdiğimiz çalışmanın örgütlenme, yaklaşım, yöntem, içerik ve yayma konularındaki stratejisini tartışmaya açmak üzere hazırlanmıştır.

I. AMAÇ VE GEREKÇE

Türkiye kentlerinin 1980 sonrası dönemde sermayenin mantığına hizmet eden bir anlayışla şekillendiği ve çalışan sınıflar açısından önemli olumsuzlukları birlikte getirdiği açıktır. Son dönemde, bu yönelim AKP’nin hem merkezi, hem de yerel yönetimlerde ağırlıklı olarak iktidara gelişi ile daha da yaygın ve derin hale gelmiştir.

Kentsel alanı şekillendiren kurumlara bakıldığında, başta belediyeler olmak üzere, devlet kurumlarının tümü kentte yaşayanların refahını merkeze alan bir anlayış yerine, sermayenin ihtiyaçlarına yanıt veren bir yaklaşım ve uygulamayı, hiç bir dönemde olmadığı ölçüde benimseyen bir yaklaşımı öne çıkarmışlardır. Kenti bir bütün olarak görmekten uzak duran bu anlayış, kentleri rantın ve sermayenin ihtiyaçlarının maksimize edildiği mekanlar olarak görmektedir.

Üretimden vazgeçen ve finans sektörü ve tüketimi birikim stratejisinin merkezine koyan bu anlayışın, kentleri bir bütün olarak gören bir planlama anlayışından, kısa vadeli, parçacı ve esnek bir planlama ve kente müdahale anlayışını öne koyması kentleri bugün şekillendiren ana felsefeyi yansıtmaktadır. Kentlerin üretimden tüketime yönelen bir anlayışla şekillendirilmesi sürecinin bir parçası olarak, çalışan sınıflara yönelik kamu hizmeti üretme anlayışı bir yana bırakılıp, bu alan özel sektöre hızla açılırken, kentlere yapılan müdahalelerin hemen tümü özel sektörün birikim ve ihtiyaçlarına hizmet eder hale getirilmiştir.

Planlamanın ve bütünlükçü bir devlet müdahalesinin ortadan kalktığı bu dönemin en önemli olumsuzluğu kentlerin bütünlüklerini yitirerek, parçalanma ve dağınıklaşma sürecine girmiş bulunmasıdır. Kent merkezleri bu durumun en çarpıcı göstergesidir.

Tüm bu gelişmelerin en olumsuz yanlarından biri bu anlayışın karşısına çıkabilecek alternatif bir anlayışın oluşturulamamasıdır. Yerel yönetimler, planlama, katılımı ve benzeri alanlarda, bugün hakim olan piyasa merkezli anlayışın yerine konulabilecek bir yaklaşım, ne siyasal partiler düzleminde ne de demokratik kitle örgütleri alanında ortaya konulamamıştır. Ortaya çıkan olumsuzluklar ve hoşnutsuzluklara yönelik karşı çıkışlar var olan olumsuzlukların tespiti ve kısmi karşı çıkışların ötesine geçerek, alternatif bir yaklaşımı toplumun önüne koyamamıştır.

Kentlerde ortaya çıkan bu olumsuzluklara karşı, en etkin mücadele TMMOB örgütlülüğünden gelmektedir. Kentlere yönelik yasal mevzuat ve plan değişikliklerine karşı açılan davalar, kitlesel gösteri ve etkinlikler konusunda TMMOB örgütlülüğü dikkate değer bir karşı duruşu temsil etmektedir.

TMMOB’nin bu duruşu ve mücadelesinin yarattığı birikimin karşı duruştan alternatif bir yaklaşımın inşa edilmesine yönelmesi önümüzdeki dönemin en önemli görevlerinden biridir. Bu çerçevede önümüzdeki dönemin önemli görevi geçtiğimiz dönemin uygulamalarının gerçek yüzünü ortaya koymak olduğu kadar, alternatif bir yaklaşımın geliştirilmesinin ana hatlarını oluşturmaktır. Bunun yanında, bu tür bir çalışmanın önümüzdeki dönemin kentlerle ilgili gündemini belirlemek konusunda da öncülük etmesini sağlamak önemli bir görevdir. Bunu sağlamanın önemli bir aracı ise söz konusu çalışmanın gündeme damga vuracak biçimde toplumun farklı kesimleriyle paylaşılmasını sağlayacak bir yayım stratejisinin geliştirilmesidir.

Bu çerçevede, kentlerde son beş yılın muhasebesini içerecek bu çalışmanın iki temel konuda örgütlenmesi öngörülmektedir.
Beş yılın muhasebesini içeren kent raporları,
Bu çalışmanın toplumla nasıl paylaşılacağına yönelik yayım stratejisi

KENT RAPORLARI

Kent raporlarının içeriğinde iki boyutun var olması öngörülmektedir. Buna göre;

Birinci bölüm kentlerde son beş yıl içinde kentlerde yapılan uygulamaların değerlendirmesi ve ortaya çıkan sorunların ortaya konulması;
İkinci bölümde ise bu sorunlar karşısında yapılması gerekenler başlığı altında alternatif bir yaklaşımın sunulması

Bu çerçevede kent raporlarının iki ölçekte hazırlanması öngörülmektedir. Ülkesel ölçekte, ‘Türkiye Kent Raporu: Beş yılın Muhasebesi’ başlığı altında, son beşyıllık dönemin Türkiye ölçeğinde bir değerlendirmesinin yapılması önerilmektedir. Kentsel ölçekte başta büyük şehirler olmak üzere, seçilecek kentlerde söz konusu kentlerin özgün durumlarını da dikkate alan bir .......Kenti Raporu: Beş Yılın Muhasebesi başlıklı çalışmanın yürütülmesi hedeflenmektedir. Her iki ölçekteki raporunda yukarıda özetlenen iki bölümü içermesi önerilmekte, ancak kentlere özgün çalışmalarda, söz konusu kentin özgünlüklerini dikkate alan alt başlıkların yer alması planlanmaktadır.

KENT RAPORLARI ÖZET ŞEMA

A. TÜRKİYE KENTLERİ RAPORU

Türkiye kentleri raporu başlığı altında, yürütülecek çalışma son beş yıl içinde kentlere yönelik genel değişimi dikkate alan ve kentsel gelişmenin farklı boyutlarındaki gelişmeleri ve sorunları ortaya koyan bir yaklaşım içinde hazırlanacaktır. Bu çerçevede kent raporunun içeriğine ilişkin şu tür bir genel yaklaşım önerilmektedir.

Türkiye Kentleri Raporu: Son Beş Yılın Muhasebesi

A.Giriş
Çalışmanın amaç ve kapsamı üzerine değerlendirme
B. Türkiye Kentleri: Son Beş Yılın Muhasebesi
1. Son Dönemin Kentleşme Dinamikleri Üzerine Bir Değerlendirme
2. Yerel Yönetimler Mevzuat ve Uygulamasında Değişim
3. Planlama Mevzuat ve Uygulamasında Değişim
4. Kentsel Hizmetler ve Özelleştirme
5. Kent Merkezlerinin Dönüşümü
6. Tarihi Doğal Çevre ve Koruma
7. Konut Alanları, Kentsel Dönüşüm ve TOKİ Uygulamaları
8. Kamu Arazileri ve Özelleştirme
9. Afet ve Risk
10. Çevresel Değerler ve Kaynaklar (Orman Alanları, Madenler, Kıyılar, Kirlilik)
11. Ulaşım Politikaları
12. Yoksulluk/İşsizlik/Dışlanma/Suç
13. Şeffaflık ve Hesap Verebilirlik (Yolsuzluk, Kente Karşı İşlenen Suçlar ve Katılım)

C. Geleceğin Kentleri: Alternatif Bir Yaklaşım Önerisi
Yukarıdaki Başlıklar altında tartışılan alanlarda yapılması gerekenler
D. Sonuç

Yöntem

Türkiye Kent Raporları çalışmasının yürütülmesinde ne tür kaynaklara başvurulacağı konusu önemlidir. Bu konuda şu tür bir stratejinin izlenmesi öngörülmektedir.

· Başvurulacak birinci kaynak bugüne kadar yapılmış çalışmalardır. Bu konuda, çeşitli üniversitelerin, araştırmacıların ve meslek kuruluşlarının yürüttükleri araştırmalar ve yayınlar mevcuttur.
· TUİK verileri bir diğer önemli kaynağı oluşturmaktadır. Nüfus sayımları yanında, işsizlik, yoksulluk göstergeleri ve sektörel araştırmalar da toplu halde TUİK’ten talep edilerek alınabilecek durumdadır.
· Gazete taramaları bir diğer önemli veri kaynağını oluşturmaktadır.
· Çalışma grupları gerekli olması durumunda belirli konularda araştırma yapma ve yaptırma yoluna giderek yeni veriler de etmeleri öngörülmektedir.

B. TEKİL KENT RAPORLARI

Türkiye kent raporlarına paralel olarak hazırlanması öngörülen belirli sayıdaki kent raporları açısından önemli boyutlardan biri hangi kentlerin bu çalışmaya dahil edileceğidir. Bu çerçevede seçim sürecinde büyükşehir statüsündeki kentlerden bir seçme yanında, belirli stratejik kentlerin seçilmesi de öngörülmektedir.

Bu çerçevede büyükşehir statüsündeki şu kentlerde rapor çalışmasının yürütülmesi önerilmektedir:
Ankara, Adana, Bursa, Mersin, Adana, İstanbul, İzmir, Konya...........

Tekil kent raporlarının da Türkiye raporunda olduğu gibi iki ana bölümden oluşması öngörülmektedir. Beş yılın muhasebesi bölümünde ele alınacak başlıkların olabildiğince Türkiye raporu ile örtüşmesi beklenmektedir. Ancak kentlerin özgünlüklerine göre sorun alanlarından bazılarının, bu yerleşmelerin sorunları ile örtüşmediği ölçüde, raporda yer almaması, bunların yerine bölgeye özgü sorunların konulması kaçınılmazdır.

Çalışmanın Örgütlenmesi

Türkiye raporlarının örgütlenmesi konusunda, Genel Koordinasyon, Türkiye Raporları Komisyonu ve Kent Raporları Komisyonu olmak üzere üç düzeyli bir örgütlenme önerilmektedir.

Genel Koordinasyon Kurulu

Kent raporlarının hazırlanmasına katkı yapacak meslek odaları ve diğer örgütlerin YK’larından ikişer kişi ile her odanın tespit edeceği iki uzman genel koordinasyonun üyesidir. Bu kurulun görevi yapılacak çalışmanın genel çerçevesini tespit etmek, sürecin işleyişini tanımlamak ve ortaya çıkacak sorunları belirli aralıklarla toplanarak çözmek olarak tanımlanmıştır. Bu çerçevede Genel Koordinasyon Kurulu’nun sorumlulukları şunlardır;

Çalışmanın genel yaklaşımının belirlenmesi
Çalışma bütçesinin oluşturulması
Odaların ve diğer kurumların sürece katılım ve desteğinin sağlanması ve sürdürülmesi
Diğer kurul ve komisyonlarda çözülemeyen sorunların çözümü

Türkiye Raporları Komisyonu

Bu kurulun Odalardan bir temsilcisi yanında, Odaların belirleyeceği yeterli sayıda uzmandan oluşması hedeflenmektedir. Konuların çeşitliliğini yansıtacak uzmanlık alanlar dikkate alınarak oluşturulacak bu kurulun iki ana görevi vardır.

Türkiye raporunun hazırlanması: raporun hazırlanmasında bu kurulda yer alan uzmanlar raporun alt parçalarına göre sorumluluk alarak her bir alanda bir araştırma grubunun oluşturulmasından sorumludur. Sektörel Komisyonların hazırladığı rapor komisyon sorumlusu tarafından bu kurula getirilir. Alt grupların yapacağı çalışmaların bütünleştirilmesinden bu kurul sorumludur.
Kentlere özgü raporların hazırlanmasında genel çerçevenin hazırlanması ve bu birimlerde oluşacak komisyonlara destek sağlanması da bu kurulun sorumluluğundadır. Sektörel komisyonlar ile kentlerde kurulacak aynı konudaki sektörel komisyonlarla ilişkilendirilmesinde de bu komisyonun sorumluluk alması öngörülmektedir.

Sektörel Komisyonlar

Türkiye raporunun hazırlanmasına yönelik olarak her konu başlığı altında bir çalışma komisyonun oluşturulması hedeftir. Bu komisyonlardan bazıları halihazırda bir çok Odada faaliyettedir. Odalarda çalışan komisyonların konuları bu alt başlıklarla çakıştığı ölçüde, söz konusu komisyonların oluşturulmasında bu komisyonların üyelerinin katılımı esas olarak alınacaktır. Bu komisyonların olmadığı durumda, konunun niteliğine göre uzmanların tespiti yapılarak, çağrı yoluyla çalışma komisyonunda yer almaları sağlanacaktır.

Kent Raporları Komisyonu

Kentlerde hazırlanacak raporların hazırlanma sürecinde genel işleyişin sağlıklı yürütülmesinden İKK’lar sorumludur. Bu konuda İKK’nın ya da İKK’lar içinden oluşturulacak bir Koordinasyon Kurulu’nun aşağıdaki sorumlulukları yerine getirmesi beklenmektedir;

Kent raporlarının ana çerçevesinin hazırlanması
Kent Raporları Komisyonun oluşturulması
Çalışma bütçesinin oluşturulması
Odaların sürece katılım ve desteğinin sağlanması ve sürdürülmesi
Diğer kurul ve komisyonlarda çözülemeyen sorunların çözümü
Genel Koordinasyon Kurulu ile ilişkilerin yürütülmesi

Kent Raporları Komisyonu’nun oluşumunda, tespit edilen alt başlıklara uygun komisyon üyelerinin tespiti önem taşımaktadır. Bu kurulda Odaların belirleyeceği yeterli sayıda uzmandan oluşması hedeflenmektedir. Komisyon üyelerinin belirlenmesinde Odaların mevcut komisyonlarında çalışan üyeler yanında, üniversitlerden de çalışma başlıklarına uygun uzmanların çağrılması önemlidir. Konuların çeşitliliğini yansıtacak uzmanlık alanlar dikkate alınarak oluşturulacak bu kurulun ana görevi aşağıdaki biçimde özetlenmiştir;

Kent raporunun hazırlanması: raporun hazırlanmasında bu kurulda yer alan uzmanlar raporun alt parçalarına göre sorumluluk alarak her bir alanda bir sektörel komisyonunun oluşturulmasından sorumludur. Her komisyonun hazırladığı rapor komisyon sorumlusu tarafından bu kurula getirilir. Alt grupların yapacağı çalışmaların bütünleştirilmesinden bu kurul sorumludur.

Sektörel Komisyonlar

Kent raporlarının hazırlanmasında konu başlıklarına göre oluşturulan sektörel komisyonlar mevcut oda komisyonlarından çakıştığı ölçüde yararlanmalıdır. Bu tür komisyonların bulunmaması durumunda, komisyondaki ilgili üye yeterli sayıda uzman tespit ederek söz konusu komisyonları oluşturmakla görevlidir.

C. YAYIM STRATEJİSİ

Yapılacak çalışmanın içerik açısından olduğu kadar, yapılan çalışmayı ilgili kesimlere ve topluma yayma konusunda da yeni bir strateji geliştirmesi gereklidir. Bugüne kadar yapılan çalışmaların büyük bölümü meslek grupları ve uzmanlara seslenebilmiştir. Topluma açılma konusunda önemli bir araç olarak kullanılabilecek bu çalışmaların meslek gruplarını ve uzmanları aşan bir yayma hedefini gütmesi önemlidir.

Bu çerçevede her şeyden önce yapılacak çalışmaların dili konusunda uzmanlara hitap etmenin ötesine geçerek, toplumun anlayacağı bir dili hedeflemesi önemlidir. Bununla birlikte, tümüyle populist bir strateji benimsenerek teknik/bilimsel değerlendirmelerden fedakarlık yapılması da söz konusu çalışmaların geleceğe yönelik bir envanter niteliğini zayıflatacaktır. Bu tür bir sorunu aşmanın önemli bir aracı çalışmanın kendi içinde çeşitlendirilmesidir. Buna yönelik olarak şu tür bir yaklaşım önerilmektedir;

Detaylandırılmış kent raporları: bu raporlar bilimsel/teknik dili korurken, olabildiğince uzman olmayan kesimlere seslenebilme kaygısını taşımalıdır.
Özet raporlar: detaylı raporların bir özeti olarak üretilecek bu raporların olabildiğince teknik dilden arındırılarak, uzman olmayan kesimleri hedeflemesi önerilmektedir.
Broşürler: bu çalışmaların ana amacı kent raporlarındaki farklı boyutların (ulaşım, yoksulluk, TOKİ ve konut uygulamaları vb. konularda) olabildiğince verilere dayanan sektörel bilgileri taşıması ve yaygın dağıtımı hedeflenmektedir.
Halk gazeteleri: uzman olmayan toplum kesimlerine ulaştırılması hedeflenen ve 2-3 sayfalık bu metinler raporlarda tespiti yapılan çarpıcı veri, bulgu ve haberlerin ilgili kesimlere ve halka ulaştırılmasını amaçlamaktadır.
Bu metinler yanında raporlarda öne çıkan konularda görsel nitelikli belgesellerin hazırlanması yoluna da gidilebilir. Şu anda İstanbul ve Ankara kentlerinde özellikle kentsel dönüşüm ve benzeri konularda bu türden çalışmalar yapılmaktadır. Bu kesimle ve bu konuda çalışan uzmanlarla işbirliği sağlayıp, bu tür çalışmalar elde edilebilir.

Yayım konusunda, görsel ve basılı malzemelerin kullanılması konusunda uzmanlardan da yararlanmak yerinde olacaktır. Bu nedenle kurulacak komisyon ve kurullarda bu kesimden temsilcilerinde bulunması yönünde çalışma yapılması hedeflenmektedir.

Yayım konusunda, mevcut raporlar, broşürler ve halk gazeteleri yanında, mevcut medya kuruluşları ile de iletişime geçilmesi yararlı olacaktır. Seçim döneminde bu çalışmada üretilen bilgi, belge, rapor ve görsel malzemenin medya kuruluşlarının ilgisini çekmesi muhtemeldir. Bu kuruluşlarla yapılacak görüşmeler sonucunda, söz konusu malzemenin kullanımı konusunda da bir yaklaşım geliştirilebilir.

Hiç yorum yok: