4 Mart 2009 Çarşamba

ALTINCI KOZA İNŞAAT'IN KİŞİLİK HAKLARI ÜZERİNE

Fotoğrafta suni bir gölet var. Altıncıların zehirli sularını tutuyor...

Arkadaşlar merhaba
Sevgili dostum ve İzmir Birlikte Başaracağız Platformu'nun büyükşehir belediye başkan adayı Av. Arif Ali Cangı'nın bir yazısından ders çıkararak; bütün çevreci duyarlı kesimlerle birlikte 21 Nisan saat 10'da İstanbul Adliyesi önünde olmak gerekiyor... Birçok yerde arkadaşlarımız mücadele veriyor ve kazanımlarda sağladılar. Bu mücadelelerin yanında olmak gerekiyor.

KOZA'nın KİŞİLİK HAKLARINI İHLAL ETMİŞİZ,
70.000,00 TL. TAZMİNAT İSTİYOR! DAVALIĞIZ...
Aşağıda yer alan Evrensel Gazetesi haberleri nedeniyle Koza Altın İşletmeleri A.Ş.> a.. Evrensel ve Özer Akdemir'den 40.00,00 TL.> b.. Erol Engel'den 10.000,00 TL.> c.. Hasan Gökvardar'dan 10.000,00 TL.> d.. Arif Ali Cangı'dan da 10.000,00 TL.> manevi tazmşnatı almak için dava açmış.>> Dava dilekçesi bugün Hasan Gökvardar'a tebliğ edildi. Diğer davalılara henüz tebliğ edilmedi.>> Dava İstanbul 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/40 Esas sayılı dava dosyası ile görülecek.> İlk duruşması; 21 Nisan 2009 saat 10.00>> Davanın amacı, Koza aleyhinde olabilecek açıklamaların yapılmasını engellemek, açıklamaların haber olmasını önlemektir.>> Anayasa'nın 56. maddesinde düzenlenen çevre sağlığını ve çevre kirlenmesini önleme ödevi aynı zamanda yurttaşa başvuru yapma, kamuoyu oluşturma, yetkilileri uyarma görevi de verir.>> Davaya konu edilen haberlerin amacı da tarafımıza ulaşan bilgiler üzerine İzmir Çevre İl Müdürlüğü yetkililerini harekete geçirmek, gerekli denetimleri yamalarını sağlamak, olası felaketleri önlemektir.>> Nitekim bu haberler üzerine Çevre İl Müdürlüğü ekibi ikinci kez maden sahasında inceleme yapmıştır. 11.02.2009 tarihini taşıyan ikinci inceleme olayın üzerine üç gün sonra gerçekleşmiştir. Bu süre içinde galeriler, kapalı ocaka dolan suyun deşarj edileceği ortadadır. Dolayısıyla üç gün sonra yapılan incelemenin hiç bir önemi bulunmamaktadır. Olay 8 Şubat'ta telefon ile iletilmiş olmasına karşın üç gün gecikme ile inceleme yapılması Çevre İl Müdürlüğünün görevini gereği gibi yapmadığını göstermektedir. Bu haberler olmasa bu inceleme dahi yapılmayacaktı.>> Diğer yandan 11.02.2009 tarihinde yapılan inceleme tutanağında çok çarpıcı ifadeler de yer almaktadır.>> "...İşletmenin yeraltı galerisi çıkış suyundan, atık barajından, Dönek Deresi akış suyundan (derivasyon kanalı çıktısı) alınan su numuneleri ile atık barajının seddesinin beş ayrı noktasından alınan ve paçal yapılan numunelerin analizleri yapılmak üzere (akredite olmuş laboratuvarlarda) işletme yetkilisine teslim edilmiştir..."> Tutanaktaki işletme yetkilisi kim; Hayrettin Öğüt, yani numuneler şirketin adamına teslim edilmiştir.>> a.. Bu denetim mi oluyor? Ya da nasıl bir denetim bu?> b.. Ovacık'tan alınan numuneleri şirketin kendisi mi tahlil ettiriyor?> c.. Şayet şirket tahlil ettiriyorsa bunun doğruluğuna nasıl inanacağız?> d.. Bunu sorunca şirketin kişilik hakkını ihlal mi etmiş oluyoruz?> Bu tür davalar çevre hakkının savunulmasını zorlaştıran davalardır. Anayasada yer alan “düşünce kanaat hürriyeti”, “düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti” ile “sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı”nın kullanılması haksız eylem değil, demokratik toplumda bir yurttaş görevidir.>> Hakkında hiç bir mahkeme kararı uygulanmayan, hukuka aykırı biçimde ayrıcalık sağlanan Koza Altın İşletmeleri A.Ş. yurttaşların kendisine karşı anayasal haklarını kullanmalarına engel olmaya çalışmaktadır. >> AİHM’nin Vides Aizsardzības Klubs v. Letonya (başvuru no. 57829/00) kararında; “…Çevre Koruma Yasası uyarınca sahip olduğu “sivil denetçi” rolünü icra eden derneğin görevlerini etkin bir şekilde icra edebilmesi için kamuoyunu ilgilendiren meselelere dair bilgi yayabilmesi, kendi değerlendirmesini halka sunabilmesi ve netice de kamu makamlarının faaliyetlerine dair şeffaflığa katkı sunabilmesi gerekmektedir…” denilmektedir. >> AİHM bu tür kararları verirken, bizde kamu otoritelerini uyaran açıklamalar davayla karşılaşabilmektedir. Bu koşullarda Anayasa'nın 56. maddesinin ne anlamı kalacaktır?>> Dava haksız olduğu gibi, dava dilekçesi ile asıl bizim kişilik haklarımız ağır biçimde ihlal edilmiştir. Dava dilekçesi değil hakaretname. Dava dilekçesinde benimle ilgili değerlendirme şöyle; "...Müvekkil (Koza) ile yüzlerce dava ile hukuki ihtilafları bulunan ve altın madenciliği konusunda tek uzmanlığı; kamunun ilgili birimlerince verilen izin, ruhsat ve lisansları iptal etmek amaçlı dava açmak ve halkı madencilik faaliyetleri ve devletin madencilik faaliyetlerine izin ve ruhsat veren, denetleyen kurum ve kuruluşları aleyhine kışkırtma amaçlı çalışmalar yapmak olan Arif Ali Cangı isimli kişi...">> Çevre sağlığını, canlı yaşamını korumak amacıyla ve idarenin her türlü eylem ve işlemlerinin yargısal denetimini gerektiren hukuk devleti ilkesinin gereğini yerine getirmek de kötü bir şeymiş meğer.>> Davanın amacı bizleri yani yaşam savunucularını susturmaktır. Ama biz susmayacağız. Her koşulda ve her zaman yalamı savunmayı sürdüreceğiz.>> Haksız ve yersiz davanın reddedileceğini biliyoruz. Tabi ki hakaret içeren sözler nedeniyle gereken yasal başvurular yapılacaktır.>> Çocuklarımıza yaşanılası bir ülke, yaşanılası bir dünya bırakmak en büyük sorumluluğumuz.>> Arif Ali Cangı>> http://www.evrensel.net/haber.php?haber_id=45219> 10/02/2009>


HABERİN TAMAMI...

ZEHİRLİ İHTİMAL> Özer Akdemir> Bergama da korkulan oldu! Şiddetli yağmurlar sonrası taşan Geyikli Deresi Ovacık Altın Madeni’nin galerilerini doldurdu. Ağır metal ve siyanür bulaşıklı sular tarlalara boşaltıldı!..> Önceki gün yağan şiddetli yağmur Geyikli Deresi’ni taşırınca Bergama Ovacık Altın Madeni’ni sel bastı. Açık ocağı ve yeraltı galerilerini dolduran suların maden çalışanları tarafından tahliye edildiği, bu suların çevredeki tarlaları ve köy yollarını doldurduğu öğrenildi.> Konuyla ilgili görüşünü aldığımız madenin eski kamu ilişkileri müdürü Maden Mühendisi Hasan Gökvardar, madenin yeraltı galerisi ve açık işletmesinin zaten atık barajı kotunun altında kaldığını belirterek, “Atık barajından galerilere suların sızdığını düşünüyorum. Sel basmasından sonra maden galerilerinden tarlalara basılan suların atık havuzundan gelip gelmediğini nasıl ispat edecekler. Bu suların tahliye edilmeden önce kimyasal analizlerinin yapılması ve bu analiz sonuçlarına göre devlet yetkililerinin de şarja izin vermesi gerekiyordu. Oysa böyle bir analiz yapıldığını ve resmi izin verildiğini sanmıyorum” dedi.> İZİN VERİLMEMELİYDİ> Açık işletmede zaten asit maden drenajının olduğunu, bunun ise ağır metal kirliliği anlamına geldiğini dile getiren Gökvardar, “Bu sulara atık barajındaki siyanürlü sular da sızmış olabilir. Bu siyanür ve ağır metal bulaşıklı olma olasılığı çok yüksek olan sular da tarlalara, insanların içme sularının alındığı kuyuların olduğu bölgelere de şarj edilmiş. Devletin buna kesinlikle müsaade etmemesi lazımdı” diye konuştu.> FELAKET ENDİŞESİ> Haberi önceki gün EGEÇEP 2. Kurultayı sırasında aldıklarını aktaran EGEÇEP Yürütme Kurulu üyesi Av. Arif Ali Cangı da şunları anlattı; “Prof. Dr. Türkel Minibaş’ın Cunda’da yapılan cenaze töreninden dönen jeoloji mühendisi bir arkadaş, yolda gelirken altın madeninin olduğu bölgeden yoğun bir çamurlu su akışı olduğunu görüyor. Bunu bize ilettiğinde önce atık barajının yağmur suları ile taştığını düşündük. Durumu Çevre İl Müdürlüğü ve Valiliğe aktararak inceleme yapılmasını istedik. Atık barajının taşıp taşmadığı netlik kazanmadı ama madenin galerilerinin sel suları ile dolduğu, bu suların da tarlalara boşaltıldığı kesin.”> KAYGILIYIZ> Haberi alır almaz bölgeye gittiklerini belirten Bergama Çevre Platformu Sözcüsü Erol Engel de bölgeye gittiklerinde her tarafın sularla dolu olduğunu, Sağancı köyünün yolunun sular altında kaldığını gördüklerini dile getirerek, bu sulardan numune aldıklarını ve bunların analizini yaptıracaklarını kaydetti. Madenin açık işletmesi ve yeraltı işletmesindeki asidik kayaçların suları ağır metal yönünden kirlettiğine dikkat çeken Engel şu konulara dikkat çekti; “Maden işletmesi içerisinde bulunan atık barajının durumu belli değildir. Taşma durumu var mıdır? Barajda açık işletme/kapalı işletme arası iletişim var mıdır? Araştırılması gerekmektedir.”> Madenin şu an mahkeme kararı ile kapalı durumda olduğunu hatırlatan Engel, “Kapanan madende su taşkınları için ne gibi önlemler alınmıştır? Yörede yaşayan insanlar olarak, olası bir felaket için endişeliyiz! Meteoroloji yörede yağışların bu hafta boyunca devam edeceğini söylemektedir. Bu nedenle acilen devleti göreve çağırıyoruz” dedi.> Öte yandan Ovacık köyünden ulaştığımız Metin Dikmenoğlu ise madenin üst taraflarında, yüksek bir konumda olan Çakırlar köyünde olduğunu ve bütün ovanın sular altında kaldığını anlattı. (İzmir/EVRENSEL)

Hiç yorum yok: