1 Mart 2009 Pazar

FİKRİ TAKİP İLE ZİKRİ TAKİP'İN KAKAFONİSİ...


Aaaa!! Doğan grubu gazetelerinde THY'nin Amsterdam'daki kazalarına ilişkin haberler bitmiyor. Elbette bu gazetecilik, bitmesini beklemek safdillik olur. Zaten gazeteler, nesnel habercilik ve kamuoyunu aydınlatmakla görevli değiller mi; olay henüz taze ve üzerine yazılabilir. Ama neler yazılabilir ve hangi başlıklarla verilebilir. Her gün 'Kazada gizli bulgular', 'Yeni ihmaller çıktı' gibisinden verilince haberin devamını okumak istiyorsunuz. Biri şöyle diyor; "Uçağın hızla irtifa (yükseklik) kaybettiği saptandı." Hadi yaaa. Hatta, 'çüüüşş'.. Yahu, bu başından beri belli. Pilot(lar) marifet gösterip tam da öğretildiği gibi uçağı üçe bölerek yere kondurmuşlar... Asgari ölümlü kayıpla -ki, kendileri de öldüler- herkes durumu mucize olarak değerlendiriyor. Buna bir inanmayan bir tek Doğan grubu gazeteleri, medyası. Niye? Hakikaten niye, ben bir meslektaş olarak bu gazetelerin sor(g)ularını fazlasıyla pipiriklenerek mi merak ediyorum? Mesela grubun başkanı hanımefendinin eşi bir başka havayolu şirketinin sahibiyle evliyse... İmaj yaratmak ve öteki firma adına prestij yaratmak olabilir (mi?)... Hatta bir başka firmayla ilgili bir de haber(cik) yaratılmış bugün. Atlas'ın kazasındaki soruşturma.. falan, filan... Ben inandım dostlar. Artık Pegasus'la uçacağım valla..

Hiç yorum yok: