27 Mart 2009 Cuma

MUTFAK KÜLTÜRÜNÜN GELENEKLERİMİZDEKİ YERİ

Rahmetli anacığım aklıma geldi. Nasıl da iyi kalpli, yufka yürekli ve kin tutmayan biriydi. Sinirleri alınmıştı sanki; kimseye kızmaz, arkasından konuşmaz ve dedikodu yapanı da uyarırdı... Dedim ya, mutfağı sevmezdi... Pırasaları dörde bölüp tencereye attığından olsa gerek, hiç sevmemiştim. Sonradan ne güzel bir yemek olduğuna aydım... Kuru fasulye, karalahana ve dolması ile pilav ve makarna... Başka bir şey bilmezdi. Şimdilerde düşünüyorum da sanki aynı çayı iki sabah bize içirirdi... Ama hakçası bir de iyi helva yapardı nedense, kolayına gelirdi galiba... Bakın şimdi bu tarifi size vereyim:

Unu yağsız tavada (Teflon tercih edilmeli) ve kısık ateşte rengi hafif kahverengi oluncaya kadar kavurun. Tereyağını ilave edin, una yedirinceye kadar karıştırmaya devam edip; ateqşten alın. Pekmez, toz şeker, su ve cevizi iyice karıştırın; kavrulmuş una katıp, iyice harmanlayın. İki çorpa kaşığı yardımıyla yumurta büyüklüğündeki oval toplar yapıp tabağa dizin. şÜzerine hindistan cevizi serperek servis yapın.
Malzemeleri
1 kg. un
250 gr. tereyağı
1 su bardağı pekmez
1 çorpa kaşığı toz şeker
300 ml.gr su
100 gr. ceviz
2 çorba kaşığı hindistan cevizi

Hiç yorum yok: