5 Mart 2009 Perşembe

SAPLA SAMANI KARIŞTIRAN HOCALAR ÜZERİNE

Bana aşağıdaki mesaj geldi. Sahibi çılgın gibi telefonla arıyor; tanıştığımız herkese beni 'şikayet ediyor'... Koskoca hoca, alemde herkesin bildiği bir isim. Ama artık iyi bilinmeği bir gerçek... Olmadı eposta üzerinden aşağıdaki notu yazıyor... İbret olsun diye...

"Sayin Adnan Genc... Tarafima gonderdiginiz metin benim goruslerime ters dusmektedir. Bu gune kadar demek ki birbirimizin ne dedigini anlayamamisiz. Ben yillardir sol liberalizmin, post-marxizmin ve post-modernizmin elestirisini yapmaya calisiyorum. Bu metin ise buram buram yukaridaki ozellikleri yansitiyor. Ben kendimi neo-marxist olarak tanimliyorum. Keynesyen iktisati Marxizm ile butunlestiren bir yol. Post-modernizmden beslenmeme ragmen kendimi bir modern olarak tanimliyorum. Sizlere kolay gelsin. İmza: Hamza"...

Sözü edilen metin sol üzerine araştırmalar yapan bir grubun kendini tanımladığı bir metnin dağıtımına ilişkin... Yani, 50'şer kişilik listelerle bu konuda -yukarıdaki arkadaşın da belirttiği gibi- kafa yoran, kalem oynatanlara yolladığımız bir metin. "Aa, siz hakikaten liboşmuşsunuz" da diyebilirdi. Yok, vızıldanıp duruyor... Üstelik yılların akamisyeni... Diyor ki, "Beni, post marksist Yıldırım Türker ile aynı listeye niye koydunuz?"... Deli, yani... Yahu hoca, bu bir ileti zinciri. Gidiyor da gidiyor... Önündeki isim hakiki bir marksist peşindeki de bilgi sahibi olsun da 'dünyalara aysın' diye, yolladığımız 'fukara bir gazeteci'... Ne oldu yani, paçana çamur mu bulaştı; herkes seni şimdi kınayacak mı; senin daldandala atladığın gibi görüş değiştirdiğin falan mı sanılacak? Zaten öyle değil mi, hocam? Sosyaldemokratlara akıldaneliği yapıp, kulislerde anahtarcık olmuyor musun? Kimsenin kaale almadığı... Son dakikada hızlanan trene binmeye çalışmıyor musun? Bu yakışıyor da, yüzlerce insana giden ileti de adın bulununca, 'Ay, kirlendim' mi, oluyor? Maşaallah sayın hocam...

Hiç yorum yok: